AVEA KAMP GÜNLÜĞÜ:LİNDEROTH
Futbolcularımızdan Tobias Linderoth, Galatasaray TV’de yayınlanan “Avea Kamp Günlüğü” programının konuğuydu. İsveçli futbolcu, yeni sezonla ilgili görüşlerini Galatasaray Televizyonu’yla paylaştı.
- Öncelikle kendisinin sağlık durumu nasıl?
İki hafta önce antrenmanlarımıza başladık. Çok iyi bir şekilde çalışıyorum, kendimi daha güçlü hissediyorum ama dürüst olmam gerekirse biraz daha zamana ihtiyacım var.
- Şu anda milli takım oyuncularıyla aynı seviyede idmanlarını gerçekleştiriyor. Biraz antrenmanlardan bahsedebilir mi ve kendisi ne zaman hazır olacak?
Sizin de bildiğiniz gibi çok uzun zamandır futboldan ayrıyım. Bu kadar uzun bir zamandan sonra sahalara geri dönmek kolay bir şey değil ama iki haftadır çok iyi çalışıyorum. Şu anda milli takım oyuncularıyla beraber antrenmanlarımı yapıyorum. Çalışmalarımız da çok güzel ve yoğun geçiyor. O yüzden en kısa zamanda hazır olacağımı düşünüyorum.
- Linderoth’un daha önce oynadığı takımlar; Elfsborg, Stabeak, Everton ve FC Kopenhagen takımlarıydı. O takımlarda oynadığı dönemlerde Galatasaray’daki kadar uzun bir süre sakatlık yaşamamıştı. O dönemlere baktığında, bu durumu bir şanssızlık olarak mı değerlendiriyor?
Sakatlığın ne zaman ve nerede olacağını kimse bilemez. Onun hakkında da yorum yapmak çok yersiz olur. Galatasaray’a gelmeden önceki sezonda çok maç oynadım. Özel turnuvalara katıldık, birçok maç yaptık. Belki de bu yüzden vücudumu çok fazla zorladım. Belirli bir dinlenme zamanı geçirmediğim için de bu tip bir sakatlık geçirmiş olabilirim. Demin de söylediğim gibi ne zaman ve nerede sakatlık yaşayacağınızı önceden kestiremezsiniz. Benim bir tek bildiğim şey, şu anda iyi çalıştığım ve her şeyin daha iyi gideceği.
- Oynamadığı maçlar sırasında kendisinin üzüldüğü veya çıldırdığı oluyor mu?
Mutlaka oluyor. Sonuçta ben Galatasaray’a futbol oynamaya geldim. Futbol benim işim ve bunu yapamadığım zaman da üzülüyorum. Ama elimde olmayan nedenlerden dolayı futbol oynayamadım. Ameliyatımı oldum. Şu anda tek ihtiyacım antrenman yapmak. Antrenman dönemini de geçirdikten sonra pek bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
- Ali Sami Yen atmosferini özledi mi?
Tabii ki Ali Sami Yen’deki taraftar grubunu çok özledim. Ali Sami Yen Stadı’nı farklı bir dünya olarak nitelendirebiliriz fakat geçen yıl sahamızdaki ilk 5 maçımızı seyircisiz oynamıştık. Ben de biraz o maçlara denk geldim. Onun haricinde Ali Sami Yen Stadı çok ayrı bir dünya. Kesinlikle çok özledim.
- Kendisinin daha önceki röportajlarından dolayı bir Barcelona hayranı olduğunu biliyorum. Şimdi de kendisi o Barcelona’nın teknik direktörü Frank Rijkaard ile çalışacak. Bu durum Linderoth’u ne kadar heyecanlandırıyor?
Hocamızın kariyeri hakkında yorum yapmaya gerek yok. Zaten Barcelona’da yakaladığı başarılardan dolayı bize söyleyecek bir şey kalmıyor. Tabii ki Rijkaard ile çalışmak beni heyecanlandırıyor. Yaptığım idmanların bile beni heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Çünkü hem kendisinin futbola bakış açısı hem de teknik heyetin bakış açısı beni motive ediyor.
- Kendisi bu yıl büyük bir forma savaşı yaşayacak. Yeni transfer Mustafa Sarp, Ayhan Akman, Mehmet Topal ve Barış Özbek gibi futbolcularla rekabet edecek. Bu konu hakkında neler söyleyecek?
Bu rekabet ortamı benim için yeni bir şey değil. Önceki takımlarda da, milli takımda da böyle rekabetler yaşadım. Bu durum sadece takımımızı daha iyi bir yere getirir. Bundan kimsenin zararı olmaz. Takım olarak herkesin kazancı olur.
- Kendisi farklı mevkilerde de forma giydi. Acaba kendisi orta sahanın ortasında oynamayı mı kendi futbolu adına daha iyi olacağını düşünüyor yoksa böyle geniş bir kadro yapısı içinde her mevkide oynarım mı diyor?
Kendimi en rahat hissedeceğim mevkinin orta saha olduğunu düşünüyorum. Ama Galatasaray’da oynadığım üç maçta sağ bek oynama şansı buldum. Önemli olan tabii ki Galatasaray gibi bir takımda forma şansı bulabilmektir. Bana yine farklı bir pozisyonda oynama görevi düşerse elimden gelenin en iyisini yaparım ama en iyi hissettiğim mevkii orta saha.
- Basında kendisi için birçok olumsuz şey yazıldı. Gelecek sene Galatasaray’da oynamayacağı ve kulüpten ayrılacağı yazılıp çizildi. Fakat Frank Rijkaard kendisini bizzat kampta görmek istediğini söyledi. Bu tür haberler kendisini olumsuz yönde etkiledi mi?
Basında yazılan haberleri çok fazla dinlemiyorum ve okumuyorum. Onun dışında yaptığımız iş birçok spekülasyona açık olan bir iş. O yüzden basını da fazla takip etmemek lazım çünkü eğer takip edersek işinize yoğunlaşamazsınız, çıldırırsınız. O yüzden yapılan yorumlar hiç umurumda değil. Her zaman yaptığım gibi kendi yaptığım işime yoğunlaşıyorum.
- Geçen yılki takımı nasıl değerlendiriyor kendisi?
Geçen yıl kötü bir sezon geçirdik. Bunun en büyük nedenlerinden biri de sakatlıklardı. Avrupa Şampiyonası'ndaki milli futbolcuların takımda çok olması ve bu turnuvadan sonra yoğun bir çalışma temposunun olması sakatlıkları tetiklemiş olabilir. Sakatlıklardan dolayı da birçok oyuncunun kadro dışı kalması takımı bozan şeyler. O yüzden geçen yılki başarısızlıktaki en büyük etken sakatlıklardı diyebilirim.
- Tobol maçı için ne düşünüyor ve bu sezon nasıl bir UEFA Avrupa Ligi mücadelesi bekliyor kendisi?
Ön elemede oynayacağımız altı tane zorlu maç bizi bekliyor. Kazakistan ekibini değerlendirecek olursam, öncelikle çok zor bir yolculuk bizi bekliyor. Çok fazla bilmediğimiz bir takımla mücadele edeceğiz. Ters bir takım olabilir ama Galatasaray gibi bir takımın bu turları rahatlıkla atlayabileceğini düşünüyorum.
- Bu sene nasıl bir lig bekliyor? En çok hangi takımın Galatasaray’ı zorlayacağını düşünüyor?
Geçen sene bir kaza yaşandı. Bu sene gerçekten çok kaliteli bir kadromuz var. Yapmamız gereken sadece takım olabilmek ve takım ruhunu sergileyebilmek. Bunu da ilk olarak Tobol karşısında yapacağımızı düşünüyorum. Lig boyu da böyle devam edecektir.
- Türkiye Ligi’nin daha iyi yere gelebilmesi için nelerin olması lazım? Herhangi bir eksiklik görüyor mu?
Her geçtiğimiz sezon Türkiye Ligi'ndeki kalite giderek artıyor. Zaten son iki sezona baktığımızda buraya çok kaliteli oyuncular ve teknik direktörler geldi. Eksiklik olarak bahsedebileceğimiz şey belki de ilk dörde girecek takımların her zaman belli olması diyebilirim. Ama geçen sezona bakıldığında hem biz hem Fenerbahçe çok kötü bir sezon geçirdi ve Sivasspor çok büyük bir sürpriz yaptı. Demek ki bu durum değişebiliyormuş. Türkiye Ligi de her geçen yıl kalitesini artırıyor.
- Kendisini Türkiye’de şaşırtan bir durum var mı?
İskandinav ülkelerinden en büyük fark burada futbola olan tutkunun çok fazla olması. Almanya’da ve Hollanda’da kamplarımızı yaptık ve burada da futbola inanılmaz bir tutku var. O yüzden beni en fazla şaşırtan durum bu oldu.
- Kendisi Türkiye’ye geldiğinde duran topları çok iyi kullandığı söyleniyordu. Fakat kendisini geçen yıllarda hiç duran topların arkasında göremedik. Acaba takımda kendisinden daha iyi topa vuran oyuncuların olduğu için mi yoksa kendisinin farklı tercihlerinden dolayı mı bu topları kullanmadı?
Tabii ki bu tür kararlar maçlardan önce verilen kararlardır. Hocamız bu tür kararları bize veriyor. O yüzden bu düşünceyi benim yorumlamam yersiz olur ama eğer o şansı alırsam mutlaka gol atacağımdan eminim.
- Mehmet Topal’a da bu sezon birçok transfer teklifi geldi ve o takımda kalmayı tercih etti. Kendisi de İngiltere Premier Ligi’nde forma giymek istediğini her zaman dile getiriyor. Mehmet Topal ve diğer genç takım arkadaşları hakkında neler düşünüyor?
Mehmet Topal gerçekten çok kaliteli bir oyuncu. Galatasaray’da kalmakla kendisinin çok iyi bir karar verdiğini düşünüyorum. Çünkü kendisinin biraz daha zamana ihtiyacı olabilir. İngiltere’de veya Avrupa’nın herhangi bir yerinde oynayabilecek kaliteye sahip bir insan. Genç oyuncularla da aramız gerçekten çok iyi. Hepsi çok iyi yeteneklere sahip. Hepsinin mücadelesini görmek ve hangilerinin A takıma yükseleceğini gözlemlemek beni gerçekten çok heyecanlandırıyor. Genç futbolcuların gösterdikleri performanstan ben şahsen çok mutluyum.
- Kendisi İsveç’te antrenmanlarını sürdürdü. Orada kendisini 3. Lig’den bir takımın antrenörü çok beğenmiş ve takımında oynamasını istemiş. Bu magazinel haberi nasıl değerlendiriyor?
Tabii çok komik bir hikayeydi. Sakatlığım sırasında İsveç’te evimin yakınındaki bir antrenman sahasında antrenmanlarımı gerçekleştiriyordum. Orada bir gün antrenman yaparken yanıma geldiler. Sonra bana ‘Hocamız seni çok beğendi. Maçlarını izledi. Seni takımımıza transfer etme şansımız var mı?’ diye sordular. Ben de başka bir takımla mukavelemin olduğunu ve gelemeyeceğimi söyledim. Ondan sonra benim kim olduğumu hatırladı kendisi. Gerçekten çok komik bir hikayeydi.
- Taraftara mesajın neler?
Taraftarımızı ve Ali Sami Yen Stadı’nı çok özledim. O yüzden seneye hep beraber çok güzel zamanlar geçireceğimizi düşünüyorum.
|